69 yaşında, saz teknesi yapıp Fransa'ya bile satıyor
Elazığ'da 69 yaşındaki Ali Dursun Üğdül, 36 yıldır doğadaki yaşlanmış dut ağaçlarını keserek 7 metrekare atölyesinde enstrümana dönüştürüyor.
Elazığ’da 69 yaşındaki Ali Dursun Üğdül, 36 yıldır doğadaki yaşlanmış dut ağaçlarını keserek 7 metrekare atölyesinde enstrümana dönüştürüyor.
Elazığ merkeze bağlı Salkaya köyünde yaşayan 10 torun 5 çocuk babası 69 yaşındaki Ali Dursun Üğdül’ün çocukluktan gelen saz sevgisi, mesleğe dönüştü. Önceleri inşaatlarda usta olarak çalışan ve boş zamanlarında saz ile teknesini yapan Üğdül, son 10 yıldır inşaat işini bırakarak kendini oyma saz teknesi yapımına adadı. Üğdül, doğada yaşlanmış ve ömrü geçen dut ağaçlarını keserek bahçesine getiriyor. 7 metrekarelik atölyesinde ağaçları işleyerek oyma saz teknesi haline getiren Üğdül, bunları Türkiye’nin 4 bir yanına ve Fransa’ya göndererek geçimini sağlıyor.
"Fransa, Diyarbakır ve Ankara’dan çok sipariş var"
Önceleri inşatta çalıştığını belirten Ali Dursun Üğdül, “Uzun zamandır saz üzerine döndüm. Bir ara sazın tamamını yapıyordum ama şimdi sazın tekne kısmını yapıyorum. Bizim yörede dut ağacı var. En iyi saz da dut ve ardıç ağacından oluyor. 1985 yılında başladıydım ama fazla uğraşamıyordum. Son 10 yıldır hep saz üzerine çalışıyorum. Yurt dışı olarak sadece Fransa ile bağlantım var. İzmir, İstanbul, Ankara, Antalya, Eskişehir’e gönderiyorum. Ben tekne olarak gönderiyorum. Boyuna ve ebatına göre fiyatı değişiyor. 150’den başlıyor 600’e kadar var. Bağlamalar ise bin 500 liradan başlıyor 3 bine kadar var. Devamlı çalışırsam bir günde büyük bir tekneden bir taneyi çıkartıyorum. Eğer tekne küçük olursa 2 veya 3 günde yapıyorum. Şu anda siparişler çok. Fransa, Diyarbakır ve Ankara’dan çok sipariş var. Ankara ile 60 tane anlaşmamız var. İnşaatta artık usta çok. Önceleri bu köyde bir veya iki tane usta vardı. Ama şu an bakıyorsun 10 tane var. Ama saz ustası fazla yok. Elazığ’da toplasan 3 tane tekne yapacak usta yok” dedi.
"Zahmetli ve ince iş"
Sevgisinin küçüklükten geldiğini aktaran Üğdül, “Küçükken bir komşum vardı. O yaşlı amca bir tane kendi saz yapmıştı. O köydeki gençler hepimiz sazın başında toplanıyorduk. O zaman tabi ki durum böyle değildi. Herkes gidip saz alamazdı. Ben çok uğraştım halamın oğlundan ikinci el bir saz aldım. Onun parasını 3 senede anca ödedim. Hevesim çoktu. Askerde biraz daha geliştirdim. Bir tane de arkadaşım vardı o biraz biliyordu onunla birlikte başladık. El elemeği çok. Ağacı kesiyorum, şablonu koyuyorum ve çiziyorum. Ondan sonra yapabildiğimiz hızarla yapamadığımı elle bu hale getiriyorum. Bayağı zahmetli ve ince bir iş. Ufak bir hatada tekne gidiyor” diye konuştu.