Gürgöze: Ayasofya'nın İbadete Açılması İstanbul'un Yeninden Fethidir

AK Parti Elazığ İl Başkanı Ramazan Gürgöze, Ayasofya'nın ibadete açılması kararına ilişkin açıklama yaptı. 

AK Parti Elazığ İl Başkanı Ramazan Gürgöze, Ayasofya'nın ibadete açılması kararına ilişkin açıklama yaptı.
Gürgöze, parti binasında düzenlediği basın toplantısında, 24 Kasım 1934'te Ayasofya'nın kapısına vurulan zincirin, 10 Temmuz 2020 tarihinde kırıldığını ifade etti.
Türk Milleti'nin tarihi bir olaya tanıklık ederek, Ayasofya'nın Cumhurbaşkanlığı Kararıyla yeniden ibadet açılmasının heyecanını yaşadığını aktaran Başkan Gürgöze, şu ifadelere yer verdi: “24 Kasım 1934'te Ayasofya'nın kapısına vurulan zincir, 10 Temmuz 2020'de kırılmış, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dirayeti ile bu topraklar bir özlemine daha kavuşmuştur.
Ayasofya, bu milletin yıllardır beklenen özlemidir. Ayasofya, bir kuşağın gerçekleşmesini hep beklediği hayalidir. Ayasofya, bir neslin yeniden dirilişinin amentüsüdür. Ayasofya'nın açılması İstanbul'un yeninden fethidir, ihyasıdır.
Şanlı tarihimiz ve milletimiz açısından bu kadar büyük bir öneme sahip olan Ayasofya Camiinin 1934 yılında müzeye dönüştürülmesinin ardından 86 yıldır süren özlem ve hasret Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı'yla sona ermiştir.
Cumhurbaşkanımız, Ayasofya'nın Camii olarak açılacağını 26 yıl önce 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken ifade ederek, bu milletin özlemine hep dikkat çekmiştir.
Bugün de yıllar önce dile getirdiği özlemi, milletimize verdiği sözü yerine getirmiştir.
Ayasofya'nın Cami olduğu Danıştay kararıyla hukuken tescillenmesinin ardından, Cumhurbaşkanımızın iradesi ve tarihe atılan imzasıyla Ayasofya'nın kapısındaki zincirler kırılmış; Ayasofya Camii özgürlüğüne kavuşmuştur.
Milletimiz Ayasofya Camisine, Ayasofya Camisi milletine kavuşarak, mahsunluk ve özlem sona ermiş; tarih yeniden yazılmıştır
Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi; Ayasofya'nın dirilişi, Mescid-i Aksa'nın özgürlüğe kavuşmasının habercisidir. Ayasofya'nın dirilişi, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların fetret devrinden çıkış iradesinin ayak sesidir.
Ayasofya'nın dirilişi, Bedir'den Malazgirt'e, Niğbolu'dan Çanakkale'ye kadar tarihimizin tüm atılım dönemlerini yeniden hatırlayışımızın adıdır.
Geçen 86 yıllık süreçte, Ayasofya'nın mahsunluğu üzerine, toplumun her kesiminden değerli şairler ve yazarlar bu milletin arzusunu ve özlemini dile getirmişlerdir.
Üstad Necip Fazıl, “Bugün mü yarın mı bilemem fakat Ayasofya açılacak” sözleriyle ümidi ve özlemi; Arif Nihat Asya, “Seni ey mabedim utansınlar /Kapayanlar da, açmayanlar da.” dizeleriyle bir utancı,
Nazım Hikmet, Ayasofya'nın açılışını "İslam'ın beklediği en şerefli gün” olarak sözleriyle bugünün milletimiz ve ümmetimiz açısından önemine dikkat çekmiştir.
Bu sözler de göstermektedir ki, Ayasofya'nın açılması sadece muhafazakâr kesimlerin değil, bu aziz vatanın, bu güzel ülkenin değerleriyle harmanlanmış her kesimin beklentisidir.
Ayasofya'nın açılmasıyla İslam dünyasının beklentisi gerçekleşmiş, alınlarımızın bu kutlu mabette secdeye varması sağlanmıştır.
Bugün ülkemizin her köşesinde bu karar dolayısıyla milletimiz Cumhurbaşkanımıza duada bulunmakta; Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun nidaları yükselmektedir. Geçen 18 yıllık süreçte cesareti, kararlılığı ve liderliği milletimizin birçok özlemini gideren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, tüm dünya Müslümanlarının da umudu olmuştur. Recep Tayyip Erdoğan, Filistin'de ki, Suriye'deki, Libya'daki Müslümanların gür sesidir. Recep Tayyip Erdoğan, Dünya'da adaletin simgesidir. Recep Tayyip Erdoğan, aziz milletimizin güçlü nefesidir.
Bu karar ile sadece Türk milleti değil, tüm dünya Müslümanları mutlu olmuş, gelecek adına umutlanmıştır.
Bu tarihi karar sonrasında İslam dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıda yazar, düşünür ve aktivist paylaşımlarıyla kararın İslam dünyasındaki mutluluğunu dile getirmişlerdir.
Elbette bu karardan rahatsız olanlar, bu karardan çok üzüntü duyanlar olacaktır.
Ayasofya'nın açılmasına karşı çıkanlar, bir adım daha ileri giderek İstanbul'un en gözde camisi Sultan Ahmet'i müzeye dönüştürmeyi teklif dahi edebilmektedirler.
Bu statükocu zihniyetin, batının köhne zihniyetinin son artıkları da bu zelil düşünceleriyle yok olup gidecektir.
Her zaman Türkiye'nin gelişmesi ve büyümesinin önüne engel çıkaranlar yeni senaryolar yazacak, ülkemizin önüne yeni setler çekmeye çalışacaklardır.
Ancak unutulmamalıdır ki Ayasofya Camii'nin açılışı, bu aziz vatanın her bir köşesine maneviyat tohumlar eken Alparslan'dan Fatih'e ve Abdülhamit'e kadar ecdadın tamamına vefamızın gereğidir.
Ayasofya Camiinin açılması, Fatih Sultan Mehmed'in fetih ruhunu şad etme yanında, Akşemsettin'in maneviyatını, Mimar Sinan'ın estetiğini ve zevkini de yeniden gönlümüzde canlandırmaktır.
Ayasofya'nın Cami olarak açılması, geçmişimize vefanın yanında gelecek nesillere de bırakacağımız kutlu bir emanettir.
Çünkü, Ayasofya'nın açılması nasıl bizim kuşağın gençlik rüyası idiyse, gelecek kuşaklara da bıraktığımız manevi bir mirastır.
Böylesi kutlu bir davanın neferi olarak, böylesi kutlu bir günü bize kavuşturduğu için Allah'a bir kez daha şükrediyorum.
Millet olarak Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılması için tarihe imza atan, bu aziz milleti özlemine kavuşturan Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'a sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz.
Ayasofya'nın ibadete açılmasının İslam dünyasında yeni bir dirilişe vesile olması dileğiyle, milletimiz ve tüm İslam dünyası için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.

Bakmadan Geçme