Harput Kalesi'nde büyük tehlike

Elazığ'ın ve Harput'un önemli simgelerinden biri olan Harput Kalesi büyük tehlikeyle karşı karşıya.

Elazığ'ın ve Harput'un önemli simgelerinden biri olan Harput Kalesi büyük tehlikeyle karşı karşıya.

Kentin turizmine önemli katkı sunan ve her gün yüzlerce kişiye ev sahipliği yapan tarihi Harput Kalesi'nin kuzey cephesindeki dış surların parçalar halinde yıkıldığı görüldü.

Surlardan kopan parçalar kaleye girişin sağlandığı bölgeye düşerek büyük tehlike oluşturuyor.

Yetkililer, ziyaretçileri uyarmak için tehlikeli bölgeye güvenlik şeridi çekerek geçici önlem aldı.

Yöre halkı ve turistler hem tedirgin hem de şaşkın. Vatandaşlar, Elazığ'ın tarihi değeri olan Harput Kalesi'nin böyle bir durumla karşı karşıya kalmasının üzücü olduğunu ifade ettiler.

Kale surlarının yıllar önce restore edilmesine rağmen surların neden yıkıldığını anlayamadıklarını belirten vatandaşlar, herhangi bir olumsuzluk yaşanmadan tehlikenin ortadan kaldırılmasını ve surların yıkılma nedeninin araştırılmasını istedi.

Harput Kalesi - Elazığ
Tarihsel kaynaklara göre Harput Kalesi, MÖ 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından kurulmuştur. MÖ 6. yüzyıldan itibaren Persler'in hâkimiyeti altına girmiştir. MÖ 1. yüzyıl ile MS 11. yüzyıl arasında Part, Roma, Sasani, Bizans ve Abbasiler arasında büyük mücadelelere sahne olmuş, 11. yüzyılın sonuna kadar Bizans hâkimiyeti altında devam etmiştir. Bu süre zarfında Ziata Castellum ve Kharpete, Arapça'da Hısn-ı Ziyad adıyla anılan kale, 1085 yılında Çubukoğulları, 1112 yılında Artukoğulları, 1234 yılında Selçukluların egemenliği altında kalmıştır. Kale, Çubuk Bey'in, Artuklu Beyi Belek Gazi'nin ve Selçuklu Beyi Alaeddin Keykubad'ın hükümet merkezi olmuş, 1366 yılında Dulkadiroğulları ve Akkoyunlu Devletleri arasında sık sık el değiştirmiştir. Kale, 1465 yılında Akkoyunlu hükümdarı Hasan Bahadır Han (Uzun Hasan) tarafından ele geçirilerek Akkoyunlu idaresine alınmıştır. Harput Bölgesi ve Kalesi, 1515 yılında Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresine geçmiştir.
Harput Kalesi hakkında çeşitli efsaneler anlatılmaktadır. Bir rivayete göre kalenin yapımı sırasında yaşanan su kıtlığı nedeniyle, zamanın hükümdarının emriyle harcın hazırlanmasında su yerine süt kullanıldığı, bu yüzden de kaleye “Süt Kalesi” dendiği söylenmektedir. Yalçın kayalar üzerinde inşa edilen ve kuşatılması oldukça zor olan kale, içerisinde hastane, tahıl ambarı, darphane, su sarnıcı, cephanelik, cami ve çok sayıda sivil yapının bulunduğu büyük bir yapıdır..
İç kale ve dış surlar olmak üzere iki bölümden meydana gelen Harput Kalesi'nin özgün bir yapı olarak günümüze kadar korunabilmesinde Artuklu Dönemi'nde yapılan onarımların katkısı büyüktür. Kale daha sonra Dulkadiroğulları, Akkoyunlular ve Osmanlı Dönemi'nde de onarımlar görmüştür. Sonraki dönemlerde kalesinin dış surları tamamen yıkılmıştır. Harput Kalesinde son yıllarda iç ve dış surlarda restorasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir.

ÇOK OKUNANLAR
BUNLARA DA BAKIN
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR