Kalp Check-Up yaşam kalitesini artırıyor ömrü uzatıyor
Kardiyoloji Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Elif İclal Çekirdekçi, dünyada en sık görülen ölüm nedenleri arasında olan kalp damar hastalıklarının her zaman büyük bir yakınmaya neden olmadığını veya bulgularının kalp hastalığına yorumlanmadığını ancak düzenli olarak check-up yaptıran hastalarda risklerin önceden saptanarak hastanın hayatının erken teşhis ile kurtulabildiğini kaydetti.
Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Elif İclal Çekirdekçi, dünyada en sık görülen ölüm nedenlerinden birisinin kalp damar hastalıkları olduğunu belirterek, “40 yaşından sonra yılda bir kez kez Kalp Check-Up yaptırmayı ihmal etmeyin” uyarısında bulunarak kalp check-up hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Uzm. Dr. Elif İjlal Çekirdekçi, “Koroner arter hastalığı ve buna yol açan risk faktörleri ile mücadelenin hem yaşam süresini hem de kalitesini arttırdığını belirterek sözlerine şu şekilde devam etti;
“Yakınması olmasa dahi bireyler düzenli olarak kardiyoloji kontrolünden geçmeli, özellikle ailesinde erken yaşta (50 yaşın altında) kalp hastalığından ölümler olan ya da sebebi açıklanmamış ani kayıplar bulunan kişiler, yaşları ne olursa olsun yaşamları boyunca en az bir kez kalple ilişkili bir check-up yaptırmalıdır. Bu sayede olası kalp ve damar hastalığının varlığının tespiti, ani ölüme yol açabilecek doğumsal kalp hastalığı olup olmadığı, ailesel kolesterol yüksekliği ya da damar içinde pıhtı oluşmasına yatkınlık olup olmadığı gibi soruların yanıtı da bulunacaktır.”
Uzm. Dr. Elif İclal Çekirdekçi, tetkik sonuçları normal olan kişilerin 40 yaşına kadar benzer check-up tetkiklerini 5 yılda bir tekrarlaması, 40 yaşından sonra ise, özellikle kalp damar hastalığı açısından risk faktörü taşıyan, ailesinde birinci derece akrabalarında kalp hastalığı olan, sigara içen, tansiyon ve kolesterol yüksekliği ile şeker hastalığı bulunan kişilerin yılda bir kez check-up yaptırması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kalp Check-Up'larında yapılan incelemeler
Check-up paketlerinin kişinin özelliklerine ve yaşına göre değişiklik gösterdiğini belirten Elif İclal Çekirdekçi, check-up taramalarında kalp damar hastalığı gelişimine ve damar içinde pıhtı oluşumu ihtimaline yönelik tarayıcı kan tetkiklerine, kalbin yapısı, kalp boşluklarında büyüme ve kalp performansı ile kalp kapakları, duvar kalınlığı, kalp zarı ve kalpten çıkan büyük damarlarda incelemelere yer verildiğini kaydetti.
“Efor testleri, kalbin stres yükünü geçici olarak arttırarak belli oranda daralmış kalp damarlarının, kalpte efor anında oksijen ihtiyacının artışına gereken desteği verememesinden kaynaklanan EKG değişikliklerini saptamak amacı ile yapılır. Bu sayede kişinin anjiyografiye ve sonraki aşama olan stent ve/veya balonla damar açılmasına ihtiyacının olup olmadığı tespit edilir” diyen Çekirdekçi, anjiyografi sayesinde bypass ameliyatı gerektirecek çoklu damar hastalıklarının da saptanabildiğini kaydederek, kalp ileti sisteminde oluşabilecek sorunlar ve ritim bozukluklarının saptanması amacı ile elektrokardiyografik ilk değerlendirmenin ardından 24 saat ritmholter tetkikinin yol gösterici olduğunu belitti.
“Özellikle genç yaşlarda yaşanan ani ölümlerin en sık rastlanan nedeni, kalpteki yapısal değişiklikler”
Toplum sağlığını en fazla tehdit eden sorunlardan biri olan kalp damar hastalıklarında kişilerin her zaman yakınma duymadıklarını, bazen de hissedilen şikayetlerin ne kişi ne de doktorları tarafından kalp hastalığı bulgusu olarak yorumlanmayabildiğini ifade eden Çekirdekçi, bu gibi durumlarda check-up yaptıran hastalarda kalp hastalıkları riskinin önceden saptanabildiğini ve hastanın hayatının erken teşhis sayesinde kurtulabildiğini belirtti.
Kalpteki yapısal değişiklikler, özellikle genç yaşlarda yaşanan ani ölümlerin en sık rastlanan nedenini oluşturduğunu belirten Çekirdekçi, kalbin sağ tarafını etkileyen ve ritim bozukluğu yaparak öldüren, sol tarafta doğumsal olarak ortaya çıkan kalınlaşma gibi rahatsızlıkların özellikle fiziksel aktivite gösteren ya da sporla uğraşan kişilerde hayatın sonlanmasına neden olabileceğini de sözlerine ekledi. Çekirdekçi son olarak da, “30-45 dakika süren, hiçbir ıstırap ya da risk içermeyen bir ekokardiyografi ve kalp ultrasonu çalışması, böyle bir hastalığı ortaya çıkarabilmektedir. Kişinin kalp damar hastalığı gelişim risklerini ortaya çıkaran kardiyolog değerlendirmesi ve kan tetkikleri, zamanında önlemlerin alınmasını sağladığı için insanların hayatını uzatabilmekte, kişileri riskten koruyabilmektedir” ifadelerini kullandı.