Elazığ'da işçiler geçinemiyoruz dedi!

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Elazığ İl Temsilcisi Mehmet Kara, 81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen basın açıklaması çerçevesinde yaptığı açıklamada 'Yoksulluğa, hayat pahalılığına, vergide adaletsizliğe, esnek çalışmaya dur demek için bugün bir araya geldik. Bizler Türk-İş olarak yapmış olduğumuz eylem planlarımızı taleplerimiz karşılık bulana kadar paylaşacağız.' dedi.

Elazığ'da işçiler geçinemiyoruz dedi!

Türk-İş Konfederasyonu’na bağlı sendikalar 81 ilde “Zordayız Geçinemiyoruz” başlığıyla eylem yaptı. TÜRK-İŞ Elazığ İl Temsilciği binası önünde gerçekleşen basın toplantısına İl Temsilcisi Mehmet Kara, şube başkanları ile çok sayıda işçi katıldı. 

“UYARIDA BULUNMAK İÇİN TOPLANDIK”

TÜRK-İŞ Elazığ İl Temsilcisi Kara burada yaptığı açıklamada; “Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon,  adaletsiz vergi sistemi,  işsizlik, güvencesiz çalıştırma ve kayıt dışı istihdam gibi sorunlar, başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bölümünün yaşam şartlarını ağırlaştırmaktadır.  Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir.  Bugün burada, yaşanan sorunlara dikkat çekmek ve bir an önce harekete geçilmesi için uyarıda bulunmak için toplandık.” dedi.

Elazığ'da işçiler geçinemiyoruz dedi!

“İŞÇİLER KARA KARA DÜŞÜNÜYOR”

İşçinin, yoksulun dayanacak gücünün kalmadığını belirten Kara; “Büyükşehirlerde ev kiraları ortalama 20 bin liranın üzerine çıktı. İnsanlar, yüksek kiralar sebebiyle, sağlıksız ortamlarda yaşamak zorunda kalıyor.  Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam gelmeye devam ediyor. Geçen ay elektrik fiyatına, bu ay da doğalgaza yüzde 38 zam geldi. Önümüzdeki ay okullar açılacak. Eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hal aldı. Analar, babalar “çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz” diyor. İşçiler çocuklarının eğitim masraflarını şimdiden kara kara düşünüyor. Yılbaşından günümüze kadar iğneden ipliğe her şeyin fiyatı 2 katına çıkarken, işçinin emeklinin, yoksulun geliri geriye gitti.” dedi.

“ÜLKEMİZDE GELİR ADALETİ HIZLA DÜŞTÜ” 

Açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilebilir bir yanının olmadığını ifade eden Kara açıklamasında; “Yaşanan enflasyon ile açıklanan enflasyon arasında uçurum vardır. İşçilere, emeklilere yapılan düşük zamlar,her geçen gün yoksulu daha da yoksul hale getirmektedir. İşçinin alım gücü hızla düşmektedir. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozulmaktadır. Türkiye, gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa’da birinci, dünyada 28. sıradadır.  Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu eşitsizlik daha da artacaktır. Enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan işçilerin enflasyonu düşürmek için de fedakârlık etmesi beklenmemelidir.  Bu nedenle Tasarruf Tedbirleri Genelgesiyle çalışanın servis ve diğer haklarının kaldırılması kabul edilemez.   Servis ve diğer haklar toplu iş sözleşmesi ile elde edilmiş kazanımlardır. Bunun genelgeyle ortadan kaldırılması,başta Anayasa’nın ilgili hükümleri olmak üzere, ILO normlarına ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Tasarruf, çalışanın servis ve diğer haklarının elinden alınarak değil kamuda ki israfın engellenmesi ile sağlanmalıdır.  İşçiler enflasyonun nedeni değil, mağdurudur. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır.” ifadelerini kullandı. 

Kara açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

“Değerli Arkadaşlar, Ülkemizde gelir adaletini sağlamak için vergi sistemindeki adaletin sağlanması gerekmektedir.  Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak servet elde edenler, Topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmeli ve kazançları oranında vergi ödemelidir. Çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları acil olarak güncellenmelidir.

Ücretliler için düzenlenen gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 2024 yılı için 110 bin TL olarak belirlenmiştir. Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde Mart ayında ikinci vergi dilimine girmektedir. Yılda fazladan bir buçuk aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. Çalışanların gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. 

İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. İşçiler hem kaynaktan kesilen doğrudan vergi hem de harcamalar yoluyla dolaylı vergi ödemektedir. İşçiler üzerindeki doğrudan ve dolaylı vergiler azaltılmalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmelidir. İşçilerin sosyal haklarından vergi kesilmemelidir. 2023 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin birçoğunun yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır.

Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı dahi ücret zammı açısından sorun olmaktadır.  Enflasyon hareketlerinin çok fazla olduğu bu ekonomik ortamda, çerçeve protokolü imzalanırken ücretler arasında sağlanan denge bozulmaktadır. Çerçeve protokol kapsamındaki işçileri doğrudan etkileyen bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır. Bu sorun, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek niteliğe dönüşmektedir.Acilen ek çerçeve anlaşma protokolü yapılmalıdır. 

Söz konusu protokolde, yürürlük başlangıç süresi 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerinde ki ücret zammı oranının, yürürlük başlangıç süresi Ocak ayı olan toplu iş sözleşmelerinde uygulanan yüzde 24,73 zam oranından düşük olmayacak şekilde düzenleme yapılması gerekmektedir.   

TÜRK-İŞ olarak işçinin, emeklinin insana yakışır koşullarda bir hayatı olsun diye mücadele ediyoruz. Çalışanın, emeklinin hakkını arıyoruz. Sokaktaki enflasyonu en iyi biz biliyoruz. Üyelerimiz başta olmak üzere tüm emekçilerin taleplerini dile getiriyoruz. Emeğimizin karşılığı olan gelirimizin, enflasyon verilerine kurban edilmesine karşı açık bir tavır alıyoruz. Bir kez daha belirtiyoruz! Hayat pahalılığı, Yüksek enflasyon,  Adaletsiz vergi sistemi, işsizlik, kayıt dışı istihdam, Güvencesiz çalıştırma sorunları altında ezilmeyeceğiz, Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz, 696 sayılı KHK ile kadroya giren işçilerin kanundan doğan haklarını aramaya devam edeceğiz,  KİT’lerde ve kamuda taşeron işçilik sona erene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz, Örgütlenmenin önündeki engelleri tek tek aşacağız, Yaşasın TÜRK-İŞ!, yaşasın ekmek, barış ve özgürlük mücadelemiz!”